Sapir-Whorf Hipotezi
Sapir-Whorf hipotezi, diğer bir değişle, dilbilimsel görelilik hipotezi – 1930-lu yıllarda ortaya atılmış bir görüştür. Bu hipoteze göre, dilin yapısı, gerçekliği algılama yetisini ve düşünce tarzını belirlemektedir. Farklı dillerde konuşan insanların dünyayı farklı algıladıkları ve farklı düşündükleri tahmin ediliyor.
Hipotezi kavramsallaştıran kuramcı Amerikalı amatör etnograf-dilbilimci Whorf olmuştur. Bu görüş, 20. yüzyılın ilk yarısında yaşayan ve Whorf’a araştırmlarında destek olan Sapir’in düşünceleri ile paralellik gösterdiği için Sapir-Whorf hipotezi olarak adlandırılmıştır. Benzer düşünceleri Sapir ve Whorf’dan önce alman düşünür Wilhelm Humboldt (1767-1835) da dile getirmişti.
Sapir – Whorf hipotezinin klasik formülasyonu çağdaş dilbilimciler tarafından kabul edilmemektedir. Onlara göre, Whorf’un hipotezini oluştururken incelediği hopi dilinin verileri farklı şekillerde yorumlanabilir. Diğer taraftan, genel olarak dil yapısının dünyayı algılama biçimine etkisinin olabileceği etnolingvistik, psikolingvistik ve kuramsal semantik bilimlerin aktif tartişma konusudur. 1950’lerde yaratılan Loglan (Logical language) Mantık Dili Sapir-Whorf hipotezinin doğruluğunun pratikte ıspatlanabilirliğini kontrol edebilmek için ortaya atılmıştır. Sapir-Whorf hipotezi çarpıcı ve paradoksal formülasyonları ile dilbilimciler dışında da ün salmıştır. Hipotezin geniş çevrelerce tanınmasına “feministik yorumu” sebep olmuştur.
Orwell’in ünlü “1984” isimli antiütopik romanında da bir dilin (newspeak) gerçekliği yaratabilecek özelliği üzerine ayrıntılı değinilerek Sapir-Whorf hipotezine göndermede bulunulmuştur.