Gerçeklik Terapisi
(*) Bahçeşehir Üniversitesi Kariyer Merkezi tarafından basılan “Psikolojik Danışmanlıkta ve Psikoterapide Global Etkileşimin Önemi” sempozyumu bildiri özetleri kitapçığı’nın Ljubica Malinajdovska ve Rabeena Alli tarafından sunulan “Çocuk ve Ergenlerde Gerçeklik Terapisi” bölümünden kısaltılarak alıntılanmıştır.
Gerçeklik terapisi, Amerikalı Psikiyatr William Glasser tarafından seçim teorisine dayanılarak geliştirilmiştir. Seçim teorisi, motivasyon kaynaklarımızın dışsal değil içsel olduğunu öne sürer. Davranış güdümüz, içsel düşüncelerle geliştirdiğimiz, bizim için önemli olan ve bizi mutlu eden fikirlerdir. Seçim teorisine göre, kaliteli dünya ile ilgili imgelerimiz, şeylerin nasıl olmasını istediğimize ilişkin kavrayışımız her insanda genetik olarak var olan temel ihtiyaçlarla bağlantılıdır. Temel ihtiyaçlar ise motivasyonumuzun bileşenlerine kaynaklık eder. Bu bileşenler:
- diğerlerini sevme ve bağlanma,
- kişisel güce ve yeterliliğe ulaşma sezisi;
- özgürlük ve otonomiyle davranma;
- eğlence ve keyif alma deneyimi,
- hayatta kalma.
İhtiyaçlarımızı ve onları karşılama yollarını ise şöyle özetleyebiliriz:
- Ait olma ihtiyacımızı; sevgi, paylaşma ve diğerleriyle işbirliği yaparak,
- Güç ihtiyacımızı; başarılı olarak, fark edilip saygı görerek,
- Özgürlük ihtiyacımızı; yaşamımızla ilgili seçimler yaparak,
- Eğlenme ihtiyacımızı; gülerek ve oynayarak karşılarız.
İhtiyaçları tatmin etmek için etrafımızda ve içimizde neler olup bittiğini bilmek önemlidir. Neye sahip olduğumuzla neyi istediğimiz arasındaki çelişkiyi bildiğimizde dünyanın bir parçası olarak çevremiz ve kendimiz ile uyumlu davranırız. Davranışlarımızı dört bileşen oluşturur:
- Eylem (yürüme, konuşma)
- Düşünme (muhakeme etme, düş kurma)
- Hissetme (sinirlenme, üzülme)
- Fizyoloji (terleme, acı çekme)
Gerçeklik terapisinin 10 temel ilkesi:
- Davranışlarını kontrol edebileceğimiz tek canlı kendimizdir.
- Diğer insanlara verebileceğimiz tek şey bilgidir.
- Bütün uzun süreli psikolojik sorunlar ilişki problemleridir.
- İlişki problemleri daima hayatımızın bir parçasıdır.
- Geçmişte olmuş ne varsa bugünkü bizde yansır; ancak şu an sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz ve onları gelecekte de karşılama planları yapabiliriz.
- İhtiyaçlarımızı kaliteli yaşam imgelerimizi doyurmak yoluyla tatmin edebiliriz.
- Tüm yaptıklarımız davranıştır.
- Davranışlarımızın tümü dört bileşenden oluşur: eylem, düşünme, hissetme, fizyoloji.
- Davranışlarımızın tümü bizim seçimimizdir; fakat sadece eylem ve düşünme üzerinde doğrudan kontrolümüz bulunabilir. Hislerimizi ve fizyolojimizi ise nasıl düşüneceğimizi ve davranışlarımızı belirleyerek dolaylı olarak kontrol edebiliriz.
- Davranışlarımızın tümü kelimelerle ifade edilir ve en dikkat çeken kısmı ile adlandırılır.
Gerçeklik terapisi, çeşitli terapötik ortamlarda uygulanabilen kısa süreli terapi yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre, insanlar yaptıklarından sorumludurlar. İnsanlar, düşünme biçimlerine göre davranırlar ve hissederler. Gerçeklik terapistleri pek çok danışanın problemlerinin altında yatan gerçek nedenin tatminsiz ilişkilerden kaynaklandığını düşünürler. Gerçeklik terapistlerine göre danışanlar, kendilerini mutsuzluk yaratan ilişkiler içerisinde bulurlar. Bu durum, onların diğerleriyle bağlanma yetersizliklerinden kaynaklanmaktadır. Gerçeklik terapisinin amacı; danışanların hayatta kalma, ait olma, güç, özgürlük ve eğlence ile ilgili daha etkili yöntemler keşfetmelerini sağlamaktır. Terapist seans boyunca aktif, direktif ve şu an merkezlidir.